Ben daha once gelmis oldugum icin aslinda okadarda heyecanli degilim, lakin kardesim her seye cok ciddi manada heyecanlanip her yerde durarak saatler gecirmemize sebeb oluyor. Belki icindeki genclik heyecani diyecegim ama aramizda sadece bi kac yas fark var.. Galiba mimar olmasindan dolayi evlerin guzelligi vede dedelerimizin yasamis olmasi onu oldukca etkiliyor olsa gerek . Ben onumuzdeki sehirler icin heyecanlaniyorum zira gecen sene tadi damagimda kalmisti ..
Ilk duragimiz Mezquita, ispanyollarin deyimiyle Mezquta-caredral de cordoba.. Bir zamanlar Enduslus Emevilerin baskenti Cordoba iken Guadalquivir nehri kenarina camii olarak insa edilmis. Yuzlerce sutundan olusan ve icinde essiz mimarik ozellikler barindiran simdilerin katedrali zamanin camiisinde dolasirken bol bol agzimiz acik kaliyor… Enduslu Emevilerinin cokusunun baslamasiyla birlikte Ispanyollar butun Cordobada ki musluman ve yahudi eserlerini yok ettikleri gibi Mezquita `yi kiliseye cevirerek bol bol tahrip etmisler.. Buna ragmen harika bir eser.. hayran olmamak elde degil..
Su verecegim adreste 360° gezebilme imkani var gitmeyenlere belki de ozenti olur
http://www.360cities.net/image/cordoba-cathedral-mosque#0.00,0.00,70.0
1492 de ki ispanyol enginizsyonundan evvel bu sehirde musluman , yahudi ve hristiyanlar hep birlikte yasarlarmis. Sehrin en onemli iki unsuru musluman ve yahudilermis.. Malesef bugunlerde sehirdeki musluman vede yahudi sayisi cok az oldugu gibi camii vede sinagoglarin durumu icler acisi durumda..
Nerdeyse butun gunumuzu Cordoba Katedral- Camiinde vede Sinagogunda gecirdigimiz icin aksam yemegine zor yetirisiyoruz …
Yorgunluktan ayaklarimiza kara sular inmisken, gece hadi buralara kadar gelmisken flamenko gosterisi izleyelim diye cikiyoruz.. Gitar sesinin ayak sesleri ile bulusup o essiz dansla saatlerce hayran hayran izlerken icimdeki ispanyol kani kipir kipir ediyor.. Gitarin ritmi ile orada ki hava bir anda ister istemez kendi buyusune kaptirip saatlerin nasil gectigini unutturuyor..
Gece artik geride kalmis vede yavastan sabah olmaya baslamaktadir.. Biz kafadarlar ise halen sokaklardayiz.. Baska bi avrupa sehrinde olsak coktan sehir horul horul uyuyor olurken halen butun sehir sanki ayakta..
Juderiada dolasiyoruz kucuk dar sokaklarda her evin sokaga bakan duvarinda saksilarin icerisinde mis kokulu cicekleri koklaya koklaya ilerlerken birden burnuma misler gibi kokan taze cekilmis kahve kokusu geliyor.. Kardesime ah simdi kahve cekti canim diyorum yavas ama icime ceke ceke o daracik sokakta ilerlerken birden avlunun kapisi acildi ve bi kadin belirdi .. onceleri ispanyolca selamlastiktan sonra bize gulumseyerek kahve istermisiniz diyor.. Cok sasiriyoruz ikimizde yani simdi evet mi desek hayirmi desek bilemiyoruz. Sonucta tanimadigimiz bi sehirde vede simdiye kadar hic boyle bi davet almamisiz .. Ben dayanamiyorum artik o kokuya vede evet diyorum , kardesim abla diyerek kolumdan tutsada artik cok gec .. patio dedikleri avluda bizim basbaya bildigimiz kahve pisiriyor bir diger kadin.. Iceri byuur eden hemen bize yer gosteriyor vede nereli oldugumuzu isimlerimizi soruyor. Turkiydeden geldigimizi soyleyince cok severim turkleri bizimkilere kucak acti zamaninda diyor. Sizinkiler diyorum???
Biz yahudiyiz diyor oteki kahve yapan kadin :: ))
Bizde diyoruz vede sohbet ilerliyor nerelisiniz nerdensiniz derken gecenin o saatinde annemi arayarak tam kokenimizi soruyorum : ) annemde uyku sersemligi ile uyu kizim ne kokeni diyor bizi sanki otelde uyuyor zannediyor oysa kafasini kaldirsa yokuz halen biz : )
Kokenlerimizi soyledikten sonra kadin sasiriyor bizimkilerde orali iste su ailedeniz vs dedikce tanrinin bi isaretimidir mucizemidir bilemiyorum ama akraba cikiyoruz resmen
Buda Tatilimin ve hayatimin en guzel anilarindan birisi olacak benim icin …
Diger sehirlerde de buna benzer guzellikleri yasamak uzere
